Kayıtlar

TÜRK DEVRİMİNİN 100. YILI

"Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir." -Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'nda yenilgisinin ardından , Mondros ateşkes anlaşmasına rağmen ülkenin işgal edilmeye başlanması üzerine Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919 Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olan Amasya Genelgesi' nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar, ''ulusun egemenliğini yine ulusun sağlayacağı''nı ortaya koydu ve 22 Nisan 1920'de yapılan çağrı ile İttihat ve Terakki ruhuyla 1920 23 Nisan günü toplanan 1. Meclis "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi ile TBMM üstünde güç yok diyerek ; Sevr'e boyun eğen içbirlikçi İsta...

ŞİİR KÖŞESİ (Ziya Osman Saba-Artık Yaşamak İçin)

Artık yaşamak için herkesten kaçacağız, Dünya bize verecek yalnız güzellikleri, Yalnız, semalarından dökecek ruhumuza, Geceler mehtapları ve gündüzler seheri Düşünceli yürürken, bir yol dönemecinde Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar. Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu, Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar. Tekrar yaşayacağız ümitli sabahları, Bulacağız dünyanın o en güzel yerini. Ebedi bir sahilde yeniden tadacağız Kolkola sükûn dolu akşam gezmelerini Şiiri seçen: ERAY KIZILAY

ROMAN İNCELEMESİ (Yakup Kadri Karaosmanoğlu- Yaban)

“Dünyadan elini eteğini çekmiş bir kimse için Anadolu’nun bu ücra köşesinden daha uygun neresi bulunabilir? Ben burada diri diri bir mezara gömülmüş gibiyim. Hiçbir intihar bu kadar şuurlu, bu kadar iradeli ve bu kadar sürekli ve çetin olmamıştır. Daha otuz beşimize basmadan her şeyin bittiğini, işin tamam olduğunu; aşkın, arzunun, ümit ve ihtirasın artık bir daha uyanmamak üzere sönüp gittiğini kendi kendime itiraf etmek, bütün mutluluk ve başarı kapılarının kapandığını söylemek ve gelip, burada bir ağaç gibi yavaş yavaş kurumaya mahkûm olmak. Böyle mi olacaktı? Böyle mi sanmıştım? lâkin, işte böyle oldu ve böyle olması lazımdı. Mehmet Ali bana Gel beyim, seni bizim köye götüreyim; buralarda, yalnız başına sersebil olursun,” dediği vakit, bir Anadolu köyünün ne olduğunu bilmiyor değildim.” Yaban romanı, Birinci Dünya Savaşına yedek subay olarak katılmış ve bir kolunu savaşta kaybettiği için 32 yaşında emekli edilmiş Ahmet Celal isimli karakterin günlük olarak tuttuğu yazılar şek...

MAVİ VATAN

İnsanlık tarihi, savaşların ve istilaların tarihidir. Geçmişten günümüze milletler, ordular halinde farklı milletlere saldırmış ve düşman ülkelerin kaynaklarını ele geçirmek adına kıyımlar yapmışlardır. Her devlet, diğer devletin toprağına, toprağın üstünde yetişen tarım ürününe ve yine toprağın altındaki madenlere sahip olmak amacıyla büyük mücadeleler vermiştir. Bu koşullarda denizler; büyük orduları uzak ülkeleri işgal etmeye götürmek ve o toprakları ele geçirmek adına ulaşımı kolaylaştırmak için kullanılan bir yoldan fazlası değildir. Yunan topraklarını ele geçirmek isteyen Persler için de, diğer ülkelerin kaynaklarını yağmalamak isteyen Vikingler için de denizlerin önemi yalnızca budur. Türk milletinin binlerce yıllık askeri geleneklerinde de donanmaya verilen önem-bazı dönemler haricinde- Türk devletlerinin birer kara devleti kimliğine bürünmesinin en önemli izahıdır. Binlerce yıl boyunca kara savaşlarındaki başarıları, Türk devletlerini dönemlerinin en güçlü devletleri hâline ...

CUMHURİYET DÖNEMİ SAĞLIK POLİTİKALARI

ATATÜRK DÖNEMİ SAĞLIK POLİTİKALARI Kendine, inkılabın ve inkılapçılığın çeşitli ve hayati vazifeler verdiği Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı her zaman, üzerinde dikkatle durulacak milli meselemizdir. Mustafa Kemal Atatürk Uzun yıllar süren I. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde de büyük tahribata neden olmuştu. Savaştan önce de süregelen bulaşıcı hastalıklar, plansız sağlık politikaları Osmanlı Devleti için büyük sıkıntılara neden olmaktaydı. Ardından gelen Cumhuriyet Devrimi, pek çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da büyük sıçrayışlara neden oldu. Az zamanda yapılan büyük işlerin başlarında da halk sağlığına önem veren yeni sağlık politikaları oldu. Sıhhi koşulların düzeltilmesi, kuruluş mücadelesinden sonraki süreç için hayati öneme sahipti. Öyle ki bu durum henüz Cumhuriyet dahi ilan edilmeden Kurucu Meclisin açılmasından çok kısa bir süre sonra ‘Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâleti’ (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) ...

YÜKSELEN AVRASYA, ÇÖKEN BATI

“Biz Türkiyalılar Asyaî bir milletiz, Asyaî bir devletiz.” Mustafa Kemal Atatürk Dünyamız Asya Çağına girdi. 21. Yüzyıl, artık Asya Çağıdır. Beş yüzyıldır Dünya uygarlığının öncülüğü Atlantik’tedir. İşte bu çağın sonuna geldik. Güneş, artık yeniden Doğudan doğuyor. 19. ve 20. Yüzyılın Asyalı yoksulları, bugün dünya ekonomisinin öncüsü konumundalar. Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan’ı çıkarınız, dünya ekonomisi gelişmiyor. Çin’den New York limanına yüksek teknoloji ürünleri götüren gemiler, oradan hurda kağıt yüklenerek Çin limanlarına dönüyor. Dünya ekonomisinin ağırlığı artık Asya’dadır. Lenin’in 20. Yüzyıl başında vurguladığı “İleri Asya, Geri Avrupa” saptaması, artık tartışılmaz bir dünya gerçeğidir. Avrupa’nın filozofları ve siyasetçileri, gelecek umutları olmadığını belirtiyorlar. Asya, ise artık umut kıtasıdır. Bugün Avrupa, Asya’ya tutunarak yaşama savaşı veriyor. ABD de, bu büyük gerçeklikle yüz yüze gelmiştir. Atlantik dünyası, Asya’nın merkezinde olduğu yeni ...